Haber

Diyarbakır’daki operasyonlara tepki: Hedef Kürtçe

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk adlı kitapçı ile çok dilli eğitim, sanat atölyeleri düzenleyen Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi’ne dün baskın yapıldı. Daha önce de yüzlerce kişi aleyhine ifade veren itirafçı tanık Ümit Akbıyık ile gizli bir tanık beyanlarıyla 2022 başlayan soruşturma kapsamında 25 kişi gözaltına alındı, haklarında toplatma kararı bulunmayan dergi, kitap, gazeteye ve bilgisayar hard-disklerine el konuldu.

‘YAŞAMIMIZI KÜRTÇE DÜRDÜRMELİYİZ’

MA’da yer alan habere göre, operasyon ve gözaltılara ilk andan itibaren tepkiler yükseldi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, “Devletin yüzyıldır Kürtler üzerinden sürdürdüğü politikanın devamı” olduğunu söyledi. Gözaltına alınanlar yerine dışarıda olan her Kürt’ün Kürtçe öğretmeni, MED-DER, Payîz Pirtûk çalışanı gibi çalışacağını belirten Gürbüz, “Kürt dili üzerinden Kürt toplumuna saldırı oluyor. Bunu anlamamız ve her yerde Kürtçe konuşmamız, yaşamımızı Kürtçe sürdürmemiz gerekiyor. Her kurum, Kürt diline dönük saldırıları kendine yapılmış gibi görüp, sesini yükseltmeli, güçlü bir sesle kınamalı” ifadelerini kullandı.

‘KÜRTÇE KONUŞALIM, OKUYALIM, YAŞAYALIM…’

DEM Parti Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Heval Dilbihar, mevcut otoritenin Kürtçeyi ve Kürt kültürünü hala resmi olarak kabul etmediğini ve bu nedenle Kürt halkının mücadelesini boğmak istediğini söyledi. Saldırılarla Kürt ulusunun ortadan kaldırılmak istendiğini ifade eden Dilbihar, Kürt halkının onlarca yıldır sürdürdüğü mücadeleyle devletin bu isteğine ulaşamadığını vurguladı. Son dönemlerde Kürt dil mücadelesinin birçok yerde yükseldiğine, genişlediğine dikkat çeken Dilbihar, “Kürt halkı her geçen gün Kürt dil mücadelesinin bilincine varıyor” dedi. Dil üzerinden Kürtlerin tüm değerlerine saldırıldığını söyleyen Dilbihar, “Her bir Kürt, her yeri Kürt dil okulu haline getirsin. Her Kürt, dilinin mücadelecisi, öğretmeni olsun. Kürtlerin yaşadığı her yerde Kürtçe konuşalım, Kürtçe okuyalım, Kürtçe yazalım, Kürtçe düşünelim ve Kürtçe yaşayalım” çağrısı yaptı.

‘KURUMLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ’

Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Serhat Kılıç, operasyonu Kürt ve Kürtçeye dönük düşmanlığın göstergesi olarak değerlendirirken, “Dilimiz varlığımızdır. Varlık inkar edilemez. Biz de bu sloganla yürüyeceğiz. MED-DER, ‘Kürtçe resmi ve eğitim dili olsun’ diyor. Bu talep zaten bu ülkede büyük bir suç olarak sayılıyor. Çünkü devlet bunu kabul etmiyor. Kürtçeyi yaşamdan, toplumdan silmeyi, Kürtçe üzerine çalışma yürütenlerin içine korku salmayı amaçlıyorlar. Ama şimdiye kadar bu şekilde başarıya ulaşamadılar, bundan sonra da ulaşamayacaklar. Biz hem kurumlarımıza hem dilimize sahip çıkacağız” diye konuştu.

‘SALDIRILAR TECRİDİN PARÇASIDIR’

Baskın yapılan ve eşbaşkanları gözaltına alınan MED-DER’de çalışan Peri Kaya da saldırılarla Kürt dili ve kültürünün yok edilmek istendiğinin altını çizerek, “Bundan kaç ay önce halaylarımıza saldırıyorlardı, şimdi de kurumlarımıza saldırıyorlar. Çünkü korkuyorlar. Bu saldırılar tecridin bir parçasıdır. Tecrit ne kadar varsa, dil ve kültür üzerindeki saldırı da o kadar var. Bir toplumun dili olmazsa tarihi, ülkesi, toprağı, yaşamı olmaz. Kürtler bu saldırılar karşısında her yerde Kürtçe konuşarak, Kürt diline sahip çıkarak, mücadele etmeli” şeklinde konuştu.

(MEZOPOTAMYA AJANSI)

haber-odemis.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu