Özgenç’ten Erdoğan’a: Etrafınızı sardığınız, ‘avukat’ gibi davranan çakallar…
Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen, şimdilerde ise AK Parti muhalifi olarak tanımlanan ceza avukatı Prof. İzzet Özgenç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin eleştirilerini sürdürüyor.
Mahkemelerin hangi davalarda vereceği kararların kanunla belirlendiğini belirten Özgenç, “Bu bakımdan mahkemeler kanunla belirlenmemiş, kanunla belirlenmemiş bir karar veremez. Mahkemeler kanuna ‘uymamaya’ karar veremez. Yüksek mahkemenin verdiği belli bir karar. Böyle bir karar bizim hukuk sistemimizde tanımlanmamıştır.” ” söz konusu.
Erdoğan’a seslenen Özgenç, “Sizleri Anayasa’nın ‘devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını sağlama’ görevini yerine getirmeye davet ediyorum.”
Özgenç’in açıklaması şöyle:
‘BAŞVURMAMAYA’ KARAR VERECEK BİR YETKİSİ YOKTUR: Hukuk sistemimizde tanımlanan hangi kararlara karşı hangi hukuki yollara başvurulabileceğini ve ayrıca bu kararların hukuki denetime tabi olması durumunda, bu incelemeyi yapmaya yetkili yargı merciinin hangi kararı verebileceğinin kanunla belirlendiğini belirtelim. . Hiçbir yargı merciinin, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir kararın, gerçek bir karar olmadığı düşünülse dahi, “uygulanmamasına” karar verme yetkisi yoktur.
KRİZ YÜKSEK MAHKEME BAŞKANI TARAFINDAN ÇÖZÜLMELİ: Mahkeme tarafından verilen bir karar, hukuki inceleme sürecinde hukuka aykırı olduğunun tespiti nedeniyle yeni bir karar verilinceye kadar hukuk dünyasında varlığını sürdürür. Mahkeme kanunla belirlenmemiş bir karar verse bile bir karar vardır ve bu kararın göz ardı edilmesi mümkün değildir. Hukuk sisteminin işleyişinde uyum ve yeknesaklığın korunabilmesi için bu kararın bozulması gerekmektedir. Geri çekilen bir karar, verildiği andan itibaren tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar. Yasal olarak tanımlanmayan bir karar, onu veren yargı mercii tarafından geri alınabilir ve geri alınmalıdır. Karar verici makamın bu kararı iptal etmemesi halinde ilgili idari makamın devreye girerek hukuki yetkilerini kullanarak bunu sağlaması gerekir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yargı krizine neden olan 8.10.2023 tarih ve E.2023/12611, D.İş 2023/… sayılı kararının bu Daire tarafından iptal edilmesi gerekmektedir. Bu krizin çözümünü öncelikle Yargıtay Başkanının sağlaması gerekiyor.
Aslında bu karar Yargıtay Başkanlığı’nda oturan kişinin bilgisi dışında verilmedi. Hiçbir yargı makamı, kendi kibiriyle, bir üst mahkemenin kararının uygulanmamasına karar veremez! Dolayısıyla sorunun asıl sorumlusu Yargıtay Başkanlığı’nda oturan kişidir. Bu durumda sorunu çözecek makam Başkanlıktır. Çünkü “Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını sağlamak” Cumhurbaşkanının asli görevidir (Anayasa, 104. madde, 2. fıkra).
‘Karar, SİZİN VE MAHKEME BAŞKANLIĞI GÖREVİNDE OTURAN KİŞİNİN BİLGİLERİ İLE ALINMIŞTIR.’
Özgenç daha sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi.
Özgenç şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Başkanım, Aziz Kardeşim, bu mektubu size uzun yıllardır hukuk alanında danışmanınız olan, resmi bir unvan ve resmi statüye sahip olmayan bir kişi olarak yazıyorum. Anlaşılan o ki, 3. Ceza Dairesi. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği özel kararı reddetti.Bir olayla ilgili “hak ihlali” ve “yeniden yargılama kararına uyulmaması” kararı, sizin ve duruşmada bulunan kişinin bilgisi dahilinde verilmiştir. Yargıtay Başkanlığı görevinde, hukuki danışmanlık çalışması çerçevesinde yapılan yönlendirmeler nedeniyle utanılacak bir durum olmadığını ortaya koymuş bir kişi olarak çevrenizdeki insanlardan haberdarsınızdır. Etrafınızda bulundurduğunuz ‘avukat’ gibi davranan ÇAKALLAR yüzünden, somut hukuki konulardaki fikirlerimi size zamanında sunma ve yönlendirme yeteneğim kayboldu, bu durumu kişisel olarak bir eksiklik olarak görmüyorum. Ancak hukuka dönüş dışında hiçbir beklentisi olmayan bir kardeşiniz olarak, üyesi olduğum toplumumuzun hukuk alanında geleceğine ilişkin kaygılarım vesilesiyle, şunu belirtmek isterim. Anayasanın Cumhurbaşkanına yüklediği ‘devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını sağlama’ görevini (md. 104, f.2) hatırlatmak için sizleri bu görevi yerine getirmeye davet ediyorum. Selam, saygı ve sağlık dileklerimle.” (HABER MERKEZİ)
